“Oyun çocuğun dili, oyuncaklar ise onların kelimeleridir”
Garry Landreth
Çocuklar duygularını yetişkinler gibi kelimeleri kullanarak ifade edemezler. Bunun için kullandıkları araç oyundur. Terapist de çocuğun ihtiyaçlarını anlamak, anlamlandırmak için oyunu bir araç olarak kullanır. Çocuğun doğru oyuncakların yer aldığı bir odada, koşulsuz bir kabul ve şefkatle oyun oynaması sağlanırsa, aralarında kurulan güven ilişkisiyle çocuk iç dünyasını oyun odasına taşır. DR. Byron Norton ve Carol Norton tarafından geliştirilen bu model, çocuğun sağlık arayışına güçlü bir inancı olan bir oyun terapisi modelidir.
Deneyimsel oyun terapisi yönlendirilmemiştir, oyunun nasıl ilerleyeceğine çocuk karar verir. İyileşmeye giden yolculukta çocuğun ihtiyaçlarını en iyi bilen yine çocuğun kendisidir. Hümanistik yaklaşımı benimseyen Carl Rogers danışanın kendini iyileştirebilme gücünün yine danışanın kendisinde olduğunu söylemiştir.
Metaforik oyun terapisi olarak geçen deneyimsel oyun terapisi için terapistin iyi bir metafor okuyucu olması gerekir. Metafor; bir durumu, sorunu, olayı başka bir şekilde ifade etmek için kullanılır. Çocuklar da oyunlarıyla metaforu kullanırlar. Seçtikleri oyuncakların; şekilleri, renkleri, boyutları tesadüf değildir. Seçtikleri oyuncaklarla ettikleri temas, kurdukları ilişki ve oyun ile bize metaforik olarak bir şey anlatırlar. Deneyimsel oyun terapisi esnasında aslında çocuk odada oyun oynamaz, tıpkı yetişkin psikoterapisi’ndeki gibi terapistine bir şeyler anlatırlar.
Çocuk oyun odasında bize anlatmak istediklerini anlatırken, ortamda kaybettikleri gücü yeniden kazanmaları için oyun ve oyuncakları kullanarak bunu tekrar deneyimlerler. Terapist de burada çocuğun ona verdiği rolü canlandırarak o anı deneyimlemesi sağlar, deneyimlerken çocuğun istediği gibi gelişmesine izin verir. Örneğin çocuk bir silah alıp terapisti vurursa, terapist ölür. Çocuk onu uyandırmadığı sürece terapist uyanmaz. Oyun çocuğun oyunudur, senaryoyu çocuk yazar, terapist oyuncu olur.
Deneyimsel oyun terapisi çocuk henüz odaya girmeden başlamış olur. Çocuk terapiye nasıl geldi, anne-babadan ayrılıp odaya nasıl girdi, oyuncaklarla nasıl temas etti… Bu şekilde beş terapötik aşamadan oluşan deneyimsel oyun terapisinin keşif aşaması başlamış olur. Keşif aşaması ilk birkaç seansı kapsar. Çocuk odayı, oyuncakları keşfeder. Bu aşamada çocuk temkinlidir, henüz terapiye ve terapiste güvenmemiştir. Daha sonra çocuk güveni test etmeye başlar. Bu aşamada terapiste kendini açmak için güvenebileceğini test eder.
Üçüncü aşama bağlılıkta, terapist çocuğun ihtiyaçlarını görüp, onu koşulsuz kabul ettiğinde aralarında terapötik bağ kurulur. Çocuk bu aşamada fantezi oyununa geçer. Travmasını oyunla tekrar deneyimleyerek terapiste anlatır.
Terapötik büyüme aşamasında olayı istediği gibi deneyimleyen çocuk kendi kimliğini yeniden kazanır. Sonlandırma aşamasında arkadaşlarıyla oynamaya artık hazırdır.
Terapi sürecinde çocuk ve terapist çalışıyor gibi gözükse de üçüncü bir kol da ebeveynlerdir. Byron Norton’a göre ebeveyn sadece anne ya da baba değil, anne-baba arasındaki ilişkidir. Terapinin her aşamasında aile-çocuk-terapist birlikte çalışır.
Psikolog Gizem ÖZYÜREK
https://www.instagram.com/pskgizemozyurek/