Benliğimiz, bilincimizin ve bilindışımızın bir etkileşim içinde çalışmasıyla hareket eder. Bu etkileşimde farkında olduğumuz kısım, bilinçli olduğumuz kısım iken, farkında olmadığımız ancak asıl önemli ve etkin olan kısım, bilinçdışımızdır. Bu çalışma düzeninde bilincin sürekli olarak aktif olması ve hayatın kontrollü yaşanması biyolojik olarak mümkün değildir.
Yaklaşık doksan dakikada bir kısa süreli de olsa bilincin kontrolünden çıkar. Zaman zaman dalıp gittiğimiz anlar, donup ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı unuttuğumuz anlar buna örnek gösterilebilir. Bu durum küçük bir trans halidir. Bu trans halinde de vücudun temel sistemleri çalışmaya devam eder.
Hipnoz ise kişinin kontrolü dışında yaşadığı trans halinin bir uzman tarafından kontrollü ve uzun bir şekilde yaşatılmasıdır. Hipnozda bilincinin denetiminin azaltılıp, bilinçdışına daha kolay ulaşıldığı için, savunma düzenekleri devre dışı kalır ve kişinin daha doğal hali ortaya çıkar. Bu durumda bireylerin gerçek hayatta yapmakta zorlandığı ve kaçındığı davranışları (fobiler, travmalar, cinsel problemler vb.) trans altında daha kolay bir şekilde yönetip üstesinden gelmesine yardımcı olur.
Hipnozda, hipnozu yapan kişinin yetkinliği, hipnozun nasıl yapıldığından daha önemlidir. Hipnoz esnasında ortaya çıkan bilgileri yorumlamak ve işlemlemek tedavi sürecinin en önemli parçasıdır. Dolayısıyla hipnozu yapan kişinin terapi alanında da uzman olması oldukça önem arzetmektedir. Gelen metaforları doğru bir şekilde yorumlamalı, ortaya çıkacak olan duygu ve anıları iyi kontrol edip yardım edebilmelidir.
Hipnozun pek çok problem daha kolay aşılabilmesine yardım eder. Birçok anlamda bireyin normal şartlarda yapmak isteyip yapamadığı davranışlar, hipnoz altında daha kolay yaptırılabilir.
Örneğin süt ile travması olan bir kişi hiçbir şekilde süt ve süt ürünlerine dokunamıyor, tüketemiyorken, bu durum; hipnoz altında travma çalışılarak ardından maruz bırakma
ve desteklemeyle birlikte belki de tek hipnoz seansında aşılabilir. Dolayısıyla normal terapi sürecinde daha uzun ve zahmetli olan bazı problemler hipnoz ile daha kolay aşılabilmektedir.
Hipnoz için birçok yöntem vardır. Bu yöntemler genel olarak üç başlıkta toplanabilir:
Klasik Hipnoz
Telkinler yavaş yavaş olur ve zaman alır. Terapist açısından yorucu olmakla birlikte daha emin adımlarla ilerlenir. Zihnin odaklanması ve metaforlar üzerinden ilerlenir. Bu yöntemle hipnoz yaptıran kişilerin %10 derin % 70 normal transa girer.
İşbirlikçi Hipnoz
Ne çok hızlıdır ne de klasik hipnoz kadar yavaştır. Terapötik ittifakın önemli olduğu bu yöntemde çalışmayı yapan danışanın kendisidir. Terapist iyi bir bilgi ve dikkatle danışanı yönlendirip uygun yerlerde gerekli müdahaleleri yaparak hipnotize eder.
Ericsonyan Hipnoz
Hem direk hemde indirek telkin ve metaforlarla çok hızlı yapılan bir hipnoz çeşididir. Hipnoza yatkın olan kişilerin çok kısa sürede farkına varana kadar hipnotize olmasını sağlar. İyi bir hipnoz bilgisi ve tecrübesi gerekir.
Herkes bir şekilde hipnoza girebilir. Ancak aynı şekilde olmaz. İnsanların yaklaşık %30’u genetik olarak hipnoza yatkın kişilerdir. Bu kişiler rahat ve kolay bir şekilde hipnoza girebilir. Bu kişilerle yapılan çalışmalar, daha kolay ve kısa sürede sonuç verebilir. Hızlı hipnoz tekniği kullanılabilir. Bunun yanında yine insanların %40’ı da hipnoza yatkınlık olarak orta düzeydedir. Bu kişilerle çalışırken özellikle yavaş teknik hipnoz tekniği tercih edilebilir. Yaşanılan probleme yönelik yapılacak olan çalışma biraz zaman alabilir, Yaklaşık bir iki saati bulabilir. Yine insanların %30’u da hipnoza yatkın değildir ve hipnoza girmekte zorlanır. Hipnozu yapacak uzmanın iyi bir bilgisinin yanında tecrübeye de ihtiyacı vardır. Hipnoza girmeleri zaman alır ve yoğun bir direnç oluşur.
Her bilinmezlik ve belirsizlik durumunun kaygı uyandırıcı olduğu gibi hipnoz da birçok insan için kaygı uyandırıcı bir durumdur. İnsanlar ya uyanamazsam ya her şeyi anlatırsam ya bana istemediğim şeyleri yaptırırsalar gibi kaygı ve korkuları yaşayabilmektedir.
Neşter, nasıl ki bir doktorda hayat kurtaran bir alet iken katilde hayat karartan bir alet olabilirse; birçok şeyde olduğu gibi hipnozda da kullanım amacı, süreci ve sonucu etkiler. Dolayısıyla hipnoz yapan uzman terapi amaçlı yaklaştığı için bu yaşanılan kaygıların gereksiz olduğunu gösterir. Hipnozda uyanamama gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü hipnoz esnasında da vücudun temel
fonksiyonları çalışmaya devam eder. Dolayısıyla hipnozu yapan uzman hiçbir şey yapmasa bile kişi kendiliğinden uyanır.
Hipnoz,kullanım alanı olara travmaların etkisini azaltmada, panik atak terapilerinde, korkularda, cinsel problemlerde, alkol ve sigara bağımlılığından kurtulmada kilo vermede, stresle başa çıkabilmede, obsesyonlarda, sınava girecekler kişilerde dikkat artırmakta, ders çalışmaya odaklanmada ve terapilere destek olarak kullanılan yaygın bir yöntemdir.
Bir panik atak terapisinde normal terapiye destek olarak hipnoz kullanıldığında, normalde on iki – on sekiz seans sürecek olan bir terapi süreci, hipnoz ile altı – on seansta tamamlanabilir. Bu da hipnozun başlı başına bir yöntem olarak kullanıldığı gibi terapilere destek olarak da oldukça yaygın olarak kullanılabildiğine bir örnek olarak gösterilebilir. Zor yollarla uğraşmak yerine kolay bir yol seçin.