Duygusal Denge

Duygusal Denge

Hayatımızda olaylara, durumlara ve yaşantılara karşı izlediğimiz yol bir içsel bir düzenle ilerlemektedir. Bireyin içsel sistemi kendisine mutlak varılacak bir yolu oluşturmaktadır. Varılacak yolumuzun şekli ise, duygusal şiddet düzeyimizi belirleyen, erken çocukluk dönemimize dayanmaktadır.

Anne Ve Çocuk Arasındaki Duygusal Denge

Çocuk anne karnında başlayan süreçle birlikte, bebeklik döneminde annenin çocuğa dair zihnindeki tasarımda nasıl bir çocuk algısı varsa, bununla beraber, annenin kendi ruh dünyasında nasıl bir yapı oluşmuşsa ( duyguları, düşünceleri, yaşantıları) çocuğu ile kurduğu iletişimle ilmek ilmek çocuğun zihnine işlemlenir ve duygusal denge oluşur. Annenin çocukla etkileşim kurduğu süreçlerinin hepsinde, çocuğunun altını değiştirirken, karnını doyururken, kıyafetini giyindirirken, onunla oyun oynarken veya çok basit bir ihtiyacını giderirken bile bu duygusal süreçlere göre çocukla temas kurup iletişime geçeceği için, çocuğun zihninde, kendilik ve dünya algısı, dış dünyadan gelen çevrenin ona yaklaşımına göre şekillenecektir.

Çocuklardaki Duygusal Dengeyi Kurmak

Çocuk bebeklik dönemi dediğimiz özellikle ilk altı ay, annesiyle kendisini bir bütünmüş gibi hissedebilir ve annenin yaşamış olduğu duygusal geçişlerin hepsini kendine alabilir. Buna örnek verecek olursak; sakin olan bir anneyi düşünelim, çocuk bir şeyi yanlış yaptığında ya da hatalı bir davranış ortaya koyduğunda, anne bu sakinliği koruyarak çocukla iletişime geçeceğinden dolayı çocuğuna sakinliği deneyimletmiş olacaktır. Beraberinde bu çocuk yetişkin bir birey olduğunda da yaşayacağı problemler karşısında sakin kalabilmeyi öğrenmiş, deneyimlemiş ve böyle bir yol izleyebileceğini görmüş olur. Bunun yanı sıra çok kaygılı ve tedirgin olan bir anneyi düşündüğümüzde, kaygılı ve tedirgin olan anne, yaşayacağı basit durumlar karşısında dahi kaygılı ve tedirgin şekilde olumsuz davranışlar sergileyeceği için, böyle bir annenin çocuğu da yetişkin bir birey olduğunda yaşanılabilecek problemlere karşı genellikle kaygılı ve tedirginliği iç dünyasından yaşayarak buna göre hareket etmek durumunda kalabilir. Bu durumu özetlemek gerekirse, çocuklarda duygusal dengeyi korumak ve oluşturmak oldukça önemlidir. Örneklerde de gördüğümüz üzere bireyin içsel sistemlerinin oluşumunda ebeveyn tutumları önemli rol oynamaktadır. Bundan dolayı çocuklarda duygusal dengeyi sağlıklı yürütebilmek ve duygusal denge kaybına maruz bırakılmamak önemlidir. Bir anne kendini çok iyi hissediyor ya da terk edilme kaygısı yaşıyor olduğunu varsayarsak, çocuğunu tapınırcasına sevmesi ya da anne kendini kötü hissettiğinde o anki kötü hissini çocuğa aktarması ve onu azarlaması çocukta travmatik ikircikli duygular oluşmasına sebep olabilmesi muhtemeldir. Bu durumda çocuğun yetişkinliğe eriştiğinde, duygusal denge kaybına maruz kaldığından dolayı yaşayacağı problemlerde duygularını uçlarda yaşamasına sebep olabilir. İyi ve kötü duygular arasında sert geçişler olabilir ve yaşamın grilerinin de olduğunu fark edemeyebilir. Bu gibi durumlarda çocuk psikoloğu ile terapi yaparak çocuklara bu konularda destek verilebilir.

 

Psikolog Sema YILMAZ

Hayata küçük bir mola!

Uzmanlarımızla görüşün.

SEO & Web Tasarımı SEOmodi Ajansı Tarafından Yapılmıştır.

Bilgilerinizi Doldurun.

Hemen Arayalım!